Sağlık, insan yaşamında en önemli şey. Kaybedildiğinde hiçbir şeyin kıymeti kalmıyor.

Bunu, bugünlerde daha iyi anlıyoruz. Çünkü, dünyanın başına bela olan Covid 19 (Corona) virüsü, yaşamı ciddi anlamda tehdit ediyor.

Evet, yaygın bir salgın var. Hal böyle olunca, salgına karşı gereken önlemler hem kişisel hem de toplumsal olarak alınmalı. 

Alınıyor da...

Önlemler paketinde öne çıkan anlayış yasaklama. Deniliyor ki, "halkımız, yasaklama dışında başka bir dilden anlamıyor......."

Evet, salgını yayacak yoğunluğu azaltmak için yasaklama da önemli bir formüldür. Ancak, çağdaş dünyaya yakışmamaktadır.

Salgınla mücadele konusunda teorik, teknik, sosyolojik ve psikolojik altyapınız hazır değilse (Ki, hazır olmadığı birçok ülkede görüldü) tek seçenek kalıyor, o da kitleleri kontrol edici yasaklama kararlarını almak.

Gelelim ülke geneli için alınan son yasak ve denetim kararına...

Salgınla mücadele kapsamında duyurulan 7 maddelik tedbir planındaki, şehirlerarası yolculuk artik kısıtladı. Ve, kısıtlamanın detayları da belli oldu. 

Yolculuklar, illerde oluşturulacak Seyahat İzin Kurulu'nun iznine tabii olacak. Kurul; tedavisi için şehir dışına sevk edilenler, birinci derecede yakınları vefat edenler, ağır hastalığı olanlar ve kalacak yeri olmayanlara izin verecek.

Bunun anlamı şudur. Söz konusu sehirlerarasi seyahatse kararını kurul verecek, mücbir sebep olsa bile.

Mevcut durum, bir yanıyla zorunlu sıkıyönetim olarak da adlandırılabilir.

Alınan önlemlerin yaratacağı sonuç ne olur ? 

Ödenen bedelin faturası nereye kadar yükselecek ?

Süreç nereye kadar uzanacak ?

Söz konusu toplumsal krizi fırsata çeviren(ler) olacak mı, olmayacak mı ?

Kriz sonrası toplumsal şekillenmesin nereye evrilecek ?

HEP BİRLİKTE GÖRECEĞİZ...